2025 yılı itibarıyla Türkiye ekonomisi, hem makro göstergelerdeki oynaklık hem de finansal piyasalardaki güçlü trendlerle dikkat çekiyor. Yapay zekâ destekli analizler, özellikle Borsa İstanbul endeksleri (BIST100 ve BIST30) üzerinden yatırımcı güveninin kademeli biçimde güçlendiğini ortaya koyuyor. BIST100, son bir yılda %18’e yakın artış gösterirken, BIST30 benzer şekilde %16 civarında yükselerek büyük ölçekli şirketlerin piyasaya öncülük ettiğini doğruluyor. Bu tablo, yerli ve yabancı yatırımcıların yeniden hisse senetlerine yöneldiğini, finansal sıkılaşmanın ardından sermayenin yeniden riskli varlıklara kaymaya başladığını işaret ediyor.
Enflasyon tarafında ise dalgalı ama düşüş eğilimli bir görünüm öne çıkıyor. 2025’in ilk çeyreğinde üç aylık enflasyon %10 seviyesini aşarken, yılın ortasında %6’ya kadar gerilemiş durumda. Bu durum, para politikasında temkinli gevşemeye alan yaratmış görünüyor. Faiz oranlarındaki düşüş –%50’den %40,5’e gerileme– hem iç talebin dengelenmesini hem de büyüme odaklı politikalara geçişi destekliyor. Ancak fiyat istikrarı hâlen tam olarak sağlanamadığı için yapay zekâ modelleri, enflasyonun önümüzdeki dönemde kademeli ve dalgalı bir şekilde gerilemeye devam edeceğini öngörüyor.
Kur cephesinde Dolar/TL’nin 34’ten 41,5’e, Euro/TL’nin ise 37,8’den 48,7’ye yükselmesi, TL’nin reel olarak değer kaybını sürdüğünü gösteriyor. Bu eğilim, ihracatçı firmalar açısından kısa vadede rekabet avantajı sağlasa da ithalat ve iç fiyatlar üzerinde baskı yaratıyor. Yapay zekâ modelleri, dövizdeki bu yükselişin kontrollü bir trend içinde devam edeceğini ve kur istikrarının politika faizleriyle doğrudan bağlantılı olacağını belirtiyor.
Değer koruma araçlarından biri olan gram altın ise yatırımcı psikolojisinin en net göstergesi olarak öne çıkıyor. 2024/9–2025/9 arasında %70’in üzerinde yükseliş kaydeden altın, jeopolitik belirsizlikler ve yüksek enflasyon beklentileri karşısında güvenli liman konumunu pekiştirdi. Yapay zekâ perspektifinden bakıldığında, 2025 sonuna doğru Türkiye piyasalarında faiz düşüşü, kur artışı ve borsa yükselişinin eş zamanlı görüldüğü karma bir geçiş dönemi yaşanıyor. Bu geçişin dengeli yönetilmesi, yatırımcı güveni ve ekonomik istikrar açısından belirleyici olacak.
